Facebook
Twitter
YouTube
android
  • Esad Erbili (k.s.)
  • Hayatı
  • Halifeleri
  • Menkibeleri
  • Eserlerinden Pasajlar
  • Esad Erbili Silsilesi
  • Sohbetler
  • İletişim

HAKKINDA YAZILAN ŞİİRLER

Giriş HAKKINDA YAZILAN ŞİİRLER

HAKKINDA YAZILAN ŞİİRLER

Harem ehlinden 16 yaşında bir gencin Muhterem Ömer Öztürk İstanbul’a gittiğinde yazdığı şiir:

Ey Efendimiz (Muhterem Ömer hazretleri) sen gittin sanki burası gündüzken aniden gece oldu,

Ümmet-i Muhammed’in (s.a.v.) gençleri mürebbilerine hasret kaldı,

Bu hasrete derman bulunamazdı,

Ve saat 17:30; kapıdakilerin gözleri yollarda kaldı, seni bekliyorlardı,

Bab-ı Sıddık’taki fakirler seni bekliyordu, sanki aniden çıkıp gelecekmişsin gibi,

Ravza ehli sana hasret kaldı, titriyorduk senin mübarek zâtını hatırlayınca,

Belki hep titriyorduk, çünkü zât-ı âlinin aklımızdan çıkması imkânsızdı,

Ve mübarek yüzün gözlerimizin önüne gelince yanıp eriyip kül oluyorduk,

Ve akşam namazından sonra Ravza’da sanki senin zât-ı âlini görüyorduk ve gül kokun burnumuza geliyordu,

Ve Kur’ân okurken senin sırtımızı sıvazladığını hissediyorduk. O an hatıra gelince gözyaşlarımıza hâkim olmamız imkânsızdı,

Yatsı namazından sonra ziyarete giderken seninle olan anlarımız hatırımıza geldi,

Ve huzurda yalvardık Rabbimize (Ya Rabbi onu sağ salim Medine’ye döndür, bizleri ondan mahrum etme, bizleri ona layık kıl, dünyada da ahirette de ayırma bizleri, âmin

Sesler yankılanıyordu Medine’den bizleri bırakma ya Şeyh Ömer,

Sen yokken bizim hâlimiz güneşe hasret kalmış bir bitki, susuz kalmış bir gül gibi ya Muhterem Mürebbimiz,

Yetiş ya Şeyh Ömer.

Yemeğin kıymetini aç kalan bilir

Suyun kıymetini susuz kalan bilir

Hergün binlerce kez nefes alsak da

O nefesin kıymetini nefessiz kalan bilir.

Efendim kıymetinizi bilemeyenlere şaşarım

Bir kimse âmâ da olsa sağır da olsa

Ve dokunsa bir ipeğe bir de kumaşa

Aradaki farkı anlar sadece dokunmakla

Efendim biz güneşi gördüğümüz gibi

Sizi gördüğümüz hâlde

Sizin de muhteşem zâtınızı hakkıyla idrak edemedik…

Affınıza sığınıyoruz

Hâlbuki gören göz için her şey yeterince açık efendim

Dünyada arkanızdan gelen Huzur-ı Nebî’de,

Bâbu’s-Sıddîk’ta oturma şerefine nail oluyor

Sadece bu bile sizin mübarek zâtınızın kıymetini ortaya koyarken

Biz sizi hakkıyla bilemedik ey efendim

Lütfen affedin bizleri

Efendim dünyada Habîbullah’ın huzuruna getirdiniz

Yalvarırız ahirette de bırakmayın bizleri

 

Başka bir şiir de bir ilim erbâbından. Bursa Başvaizi Ahmed Arda Hocaefendi’den:

Salih İnsan Ömer Öztürk

Ölümü hatırlatır,

Mevlayla tanıştırır

En kısa yoldan seni

Rabbine Kavuşturur

Ömer-i Faruk gibi

Zannedersin kendini

Tek gayesi tevhiddir

Üstün görür her şeyden

Rabbinin dediğini

Kalkandır onun için Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sözleri…

(Ahmed ARDA, Bursa Başvâizi)

 

Başka bir şiir:

Muhterem Ömer Öztürk’e…

Ey efendim,

İştiyâkı sanadır ol kâinat sultânının,

Kıymeti paha biçilmezdir senin her ânının.

Sen ki ayrı düştün babandan ve kardeşlerinden,

Yalnızca koştun Rabbinin rızâsının peşinden.

Hakk’ın rızâsı için, dünya malını terk ettin,

Nefsini ol tevâzun ile hor ve hâkir ettin.

Şöhrete ve mâsivâya asla rağbet etmedin,

“Ya Rabbim! Şu kalbim yalnız sana aittir.” dedin.

Muhabbetullah ile mağmum ve mahzûn biçimde,

Durursun mescidler sultanı Mescid’in içinde.

Verirsin kalbini Cenâb-ı Rabbü’l-Âlemîn’e,

Bağlarsın rûhunu seni iyi bilen Emîn’e.

Müjde sana Sultan’ım, Kâinat Efendisi’nden,

Bir hastalığın efdaldir bir yıl ibadetinden.

Daha efdaldir, senin tek bir tesbihin içinden,

Tüm dağlar kadar altın bağışlayanın ecrinden.

Sadece bakmakta bile, ecir var Beytullah’ta,

Sana bakmaksa daha sevimlidir İndallah’ta.

Senin sevindirdiğin, Hak sevindirmiş gibidir.

Seni it‘am eden, Hakk’ı it‘am etmiş gibidir.

Hantal günahkârlar oturunca senin yanına,

Hakk’ın rahmet nazarı iner hepsinin alnına.

Hiçbiri kalkmazlar günahları affolmadıkça,

Kimseler bulamaz bu rahmeti, sen olmadıkça.

Senin içindir Nebî’nin ol inci gözyaşları,

Nebî sana müştaktır, sanadır iştiyâkları.

Senin içindir duâsı, Âlemlerin Rabbi’ne:

“Rabb’im koru onları, yardım et kendilerine.

Gözyaşım onlara kavuşma iştiyâkımdandır.

Kıyâmette benim gözümü onlarla nûrlandır.”

Evliyâya müjdeyi ekledi duânın hatmine,

Dedi: Lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûne”

Ahmed KULOĞLU

 

Şair Câhid Ercan’dan:

Aldım selâmını muhterem kardeş

Şükrânımı arza diller perişan

Hâzan Erenköy’de kahır ile eş

Dostun bahçesinde güller perişan

Bir gizli derdim var durmayıp taşan

Her gün fazlalaşan, dağları aşan

Gözümün yaşıyla çağlayıp coşan

Deryalar, ummanlar seller perişan

Sildiler defterden başım  dik diye

İsmimiz yazıldı, “ baron, dük” diye

Anılmaz adımız dile yük diye

Rabbime açtığım eller perişan

Seslerim gelen yok elbet çağrıma

Bakan yok lâlime şu kalb ağrıma

Firkatin nârıyla yanan bağrıma

Ateşini veren göller perişan

Çekecek tâkat yok ömrüm yaşımı

Siler bir gün ecel gönlüm pasını

Resûl-i Zîşânın râyihâsını

Âleme dağıtan yeller perişan.

Herkes gitti, yazık dosttan eser yok

Uzlet köşesinde derdime yer yok

Kadir kıymet bilen âlemde er yok

Bu halle şehirler, iller perişan

Sine-î  efgânın dinmeyen âhı

Bilmedim bu gönlün nedir günâhı

Rabbim kader etmiş bahtı siyâhı

Ufkuma gerilen tüller perişan

Selâmın başüzre kardeşim Ömer

El kalem tutmuyor, dilde yok hüner

Gözümden ırmaklar durmayıp iner

Yaşımın medfeni göller perişan.

28 Ocak 1981 / Erenköy

 

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
  • Google Play
  • iTunes
  • Spotify
  • Hayatları
    • DOĞUMLARI
    • ÇOCUKLUK GÜNLERİ
    • GALATASARAY LİSESİ YILLARI
    • ÜNİVERSİTE YILLARI ve MTTB İLE TANIŞMA
    • MTTB BAŞKANLIKLARI
    • MTTB’NİN VÂRİSİ
    • HAC ZİYARETLERİ
    • MEDİNE-İ MÜNEVVERE’YE HİCRET
    • HAKKINDA YAZILAN ŞİİRLER
    • NELER ÖĞRENDİLER
    • MUHTEREM ÖMER ÖZTÜRK’ÜN BAZI VECİZ SÖZLERİ ve TAVSİYELERİ
    • MÜRŞÎD-İ KÂMİL’E KARŞI ÂDAB