Doğumu ve İlk Tahsili
Tecella-yı cemalinden habibim nev-bahar ateş
Gül ateş bülbül ateş sünbül ateş hâk-ü hâr ateş
Muhammed Esad Erbilî hazretleri, Sultan Abdülmecid Han’ın saltanatında, 1264/(1848) senesinde Kerkük sancağı mülhakatından Erbil kasabasında dünyaya teşrif buyurmuşlardır. Baba ve annesi tarafından seyyiddir. Babası Erbil’de bulunan “Hâlidî Tekkesi” şeyhi Muhammed Said Efendidir. Zaten dedesi Hidâyetullah Efendi ise; Mevlana Hâlid-i Bağdadî hazretlerinin yaptırdığı bu tekkeye tayin ettiği halifesidir. Esad Efendi hazretlerinin Şeyh Abdurrahmân Efendi nâmında birâderi vardır.
Şeyh Muhammed Esad efendinin (k.s.) çocukluk demleri, doğduğu yer olan Erbil’de geçmiştir. Zamanının usûlüne göre ilim tahsil eden Esad Efendi (k.s.), gayet zekî, hızlı kavrayışlı ve ilahî aşk yoluna girmiş bir zât olduğundan, Allah vergisi kâbiliyetlerinin de tesiriyle, az vakitte ilmî ve irfanî keşifleri günden güne arttı. Arapça ve Farsçanın edebî inceliklerine tam mânâsıyla vâkıf olan Erbilî hazretleri, tefsir ve hadiste de ihtisas sâhibi olduğundan; tâlib-i irfan olanlar, çeşme-i füyûzâtlarından müstefîd olurlar.
İlk tahsilini 23 yaşında iken H: 1287/M: 1870 senesi Erbil ve Deyr’de ikmal ettikten sonra, H: 1292/M: 1875 senesinde, mânevî bir işaretle Nakşî meşâyihinden Taha’l Hariri Hazretlerine intisab ederek, bâtın ilimlerinde de büyük bir başarı elde etmiş, üstadının himmet ve teveccühüne mazhar olmuştur. Bir sene içinde seyr-u sülûkunu ikmal ile, icâzet alıp, 29 yaşında mutlak halîfe olarak irşada mezun olmuştur.
Esad Efendi (k.s.), ilk tahsiliyle ilgili bilgileri kendi kaleminden şu şekilde verir: “İbtida-i tahsilim pederimin hankâh ve medresesinde ve muallim-i mahsusum Mehmet Efendiden olup, âhiren ulûm-ı âliyeyi ulemâ-yı benâmdan Davud Efendi merhûmdan bi’l-ikmal, bin iki yüz seksen yedi (1287/1870) tarihinde icâzetim dahi o zât-ı muhteremdendir.”
Esad Efendi (k.s.), bu icâzetnâmelerden bahisle, Kelâmî Dergâhı şeyhi iken kendisine gönderilen matbu evraka yazdığı kadarıyla “ilmî ve tarikî icâzetnâmelerim, Erbil’deki kütüphânemizdedir.” demektedir.